dedikodu

dedikodu
n. gossip, tale, tittle tattle, dirt, grapevine, route by which gossip and rumors are spread, grapevine telegraph, hearsay, rumor, rumour [Brit.], scandal, scuttlebutt, talk, tattle
* * *
1. chitchat 2. gossip 3. tale 4. talebear (n.)

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • dedikodu — is. Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kılükal Kız aleyhine hiçbir aykırı dedikodu çıkmadı. A. Gündüz Birleşik Sözler dedikodu kumkuması Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dedikodu kumkuması — is. İşi gücü dedikodu olan kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dedikodu sermayesi olmak — konuşma, sohbet konusu durumuna gelmek Munise nin süsü günlerce Zeyniler köyüne dedikodu sermayesi olmuş. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dedikodu etmek (veya yapmak) — birini çekiştirmek Ayaküstü bir şeyler atıştırır, kulis dedikoduları yaparlar. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çocuğun bulunduğu yerde dedikodu olmaz — küçük çocuğun bulunduğu yerde herkes çocukla uğraşmaktan dedikodu yapmaya fırsat bulamaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KÎL U KAL — Dedikodu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • goğuş — dedikodu …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • laf çıkmak — dedikodu başlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • laf olmak — dedikodu çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • laf taşımak — dedikodu ederek laf götürüp getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • laf yapmak — dedikodu yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”